Fransa tarihinin en yozlaşmış hükümeti – Macron dolandırıcılara patronluk taslıyor

Tarih:

Yurt içi protestolar, yolsuzluk suçlamaları, dış politikadaki başarısızlıklar Fransız gündemini meşgul etti. Aslında Emmanuel Macron’un yönettiği ülkede her ay, her hafta, her gün skandallar, protestolar, mitingler yapılıyor. Sonuç olarak mevcut hükümet, ülke tarihine en yozlaşmış ve yarım kalpli hükümet olarak geçme “şansını” yakaladı.

Medyada ve siyasi çevrelerde rüşvet, yolsuzluk ve entrikalar Macron’un iktidarını karakterize eden temel özellikler olarak vurgulanıyor. Büyük ölçekli mali entrikalar doğrulandı ve yolsuzluk piramidinin başı doğrudan başkandır. Böylece Fransız lider, radikal bir adım daha atarak skandalın odağı haline geldi. Yerel basında yer alan haberlere göre adı yolsuzluk skandallarına karışan 72 yaşındaki Francois Bayru’yu beraat ettirmeyi başardı. Bu karar, Bayru’nun bu hafta yeniden hükümette temsil edilmesine yol açabilir.

Bilgi olarak Bayru, 557 üyeli parlamentoda 51 sandalyeye sahip merkezci MoDem partisinin lideri olarak Macron’la koalisyon halinde temsil ediliyor.

Bu arada cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üç kez aday olan Bayru, 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron’un potansiyel halefleri arasında yer alıyor. Macron’un 2017’de iktidara gelmesinde çok değerli bir rol oynayan ve en yüksek göreve adaylığını geri çeken de bu kişiydi. Macron başkanlığının ilk yılında Adalet Bakanlığı görevini reddetti. Bayru o dönemde Avrupa Parlamentosu’nun imkanlarını kötüye kullanmakla suçlanıyordu. Emmanuel Macron şimdi yozlaşmış Bayrou’yu destekleyerek imajına bir darbe daha vurdu. Mesele şu ki, adı geçen kişi, adı kirli işlere bulaşan ilk kişi değil. Macron’un ekibinde temsil edilen kişilerin mali dolandırıcılık ve yolsuzluk yaptığına ilişkin haberler medyada birçok kez yayınlandı.

Genel olarak Macron’un kimliği yolsuzluk ve rüşvete dayanıyor. 2017’deki seçim kampanyası sırasında yaşadığı skandalı hatırlayalım. Fransız basını da seçim kampanyasında mali dolandırıcılık yapıldığını yazdı. Kolluk kuvvetlerine göre Macron, seçim kampanyası için ABD danışmanlık şirketi McKinsey’den yasadışı fon aldı. İlk olarak iş adamlarının kara para aklama ve vergi kaçakçılığı suçlarıyla ilgili soruşturma başlatıldı. Daha sonra şirket ile Macron arasında çok yakın bir ilişki olduğu ortaya çıktı.

Daha önce bir dizi yayın, “McKinsey” in Amerikan istihbarat servisleriyle bağlantısı olduğuna dair bilgi yayınlamıştı. Ayrıca, Macron’un başkan olduğu dönemde eyaletlerdeki iş adamlarının aldıkları son derece kazançlı hükümet sözleşmeleri de büyük soruları gündeme getiriyor. Şirket temsilcilerinin önce Macron’un partisinde, ardından hükümetinde görev alması da dikkat çekiyor.

Bu arada Macron, yolsuzluk skandallarında Ermeni lobisiyle işbirliği yapıyor. Fransız cumhurbaşkanının Amerikan şirketi “Uber” ile yaptığı gizli anlaşmayı hatırlayalım. Bununla ilgili bilgileri Fransız parlamentosu komisyonunun raporunda bulabilirsiniz. Raporda Uber’in Fransız hükümetinin en üst düzeylerinde müttefikler bulduğu belirtiliyor. Bunun Macron ile kabine üyeleri arasındaki şeffaf olmayan ancak ayrıcalıklı ilişkilerin bir göstergesi olduğu bildirildi.

Edinilen bilgiye göre, şirketle işbirliğine ilişkin kararlar devlet düzeyinde kişisel çıkarlar temel alınarak alındı. Ayrıca E. Macron’un Fransa Ekonomi Bakanı iken Uber ile yaptığı gizli anlaşma sayesinde şirket şoförlerinin eğitim saatlerini 250’den 7’ye düşürdüğüne dair bir kısım da var. Uber’in Amerika Birleşik Devletleri’nde dünyaca ünlü bir taksi şirketi olduğunu belirtelim.

Bu haber, Fransa cumhurbaşkanının eylemlerini ortaya çıkaran çok ciddi bir suçlamaydı. Fransız lider Macron’un geçmişine dair bu gerçekler, onun gerçek yüzünün, yolsuzluğa ve rüşvete eğiliminin, para karşılığında siyasi ve ekonomik anlaşmalar yaptığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. “Uber” ile anlaşma yapmış olması muhtemelen bu türden tek durum değil. Bu açıdan bakıldığında Macron ve ekibinin, aile üyelerinin ve kabinesine yakın kişilerin rüşvet ve yolsuzluğa ilişkin yeni gerçeklerin ortaya çıkması bekleniyor. Yani bu tür durumlarla her an karşılaşılabilir.

Mesela Fransa Cumhurbaşkanı ve ekibinin Ermeni lobisine yönelik entrikaları ve onlardan aldıkları fonlarla ilgili bilgiler her an yayılabilir. Ermenilerin Macron ve ekibine duyduğu sevginin arkasında finans ve paranın yattığını söylemeye gerek yok. Aksi takdirde Elysee Sarayı’nda oturanlar “Ermeni olmaktan çok Ermeni olmaya” çalışmazlardı.

Böylelikle Fransız devletinin her zaman bayrak gibi dalgalandırdığı “demokrasi”, “serbest rekabet ortamı”, “serbest piyasa ekonomisi” ve diğer fikirlerin sadece boş söz ve sloganlardan ibaret olduğu, pratikte hiçbir şeyin olmadığı bir kez daha ortaya çıkıyor. Bahsedilen gerçekler, kendisini demokrasinin beşiği olarak gören büyük bir devletin başkanı için tam bir utançtır.

Zaten Macron’un politikası ve Fransa’da çiftçilerin hayatlarını felç eden son olaylar, Fransızlar arasında büyük bir memnuniyetsizliğe neden oldu. Macron’un da çıkıp eylemleriyle ilgili açıklama yapması gerekiyor. Ancak görünen o ki bu adımı atmak için acelesi yok, cezasızlık onu yeni skandallara sürüklüyor.

RAPOR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal ağlarda paylaş:

Abone ol

spot_imgspot_img

Popüler

Benzer haberler
ÖNERİLEN

Hasan Akgün, Yenimuhacır Başkanı Kıral’ın misafiri oldu

İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Yenimuhacir Belediye Başkanı’nın...

Tarihi bisiklet turunda 6. gün

59.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 160.1 kilometrelik Kuşadası-Manisa (Spil Dağı)...

Kurumların beyan ve ödeme süreleri uzadı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, deprem bölgelerindeki mükellefler için mücbir...